Merhaba arkadaşlar benim adım Süreyya.Aslen Kocaeli Gebze’li olup size bu hikayemi Vietnam’adn yazacağım.Şimdi siz diyeceksiniz ki oğlum sen Vietnam’da ne yapıyorsun ama arkadaşlar gerçekten siz de bilirsiniz ki ekmek davası hiçte kolay bir şey değil arkadaşlar.Neyse size kendimden biraz bahsedeyim ve ondan sonra da başlayalım şu hikayeyi yazaım kurtulalım siz de ben de.Ben Vietnam’da bir inşaat şirketinde çalışıyorum arkadaşlar.Kendi memleketimde iş bulamadıktan sonra başka şehirleri araştırmaya başladım.Fakat bundan da bir sonuç çıkaramayınca en iyisi yurtdışında çalışmak dedim ve Vietnam’da bulduğum bu şe odaklanmaya başladım arkadaşlar.Neyse hikayeme geçiyorum artık size iyi okumalar arkadaşlar. Hatta gurur duyduğum bir özelliğim varsa o da cinsel organımın büyüklüğüydü. Uzun süredir işsizdim. Arbeitsamt?tan aldığım işsizlik yardımı yetmiyordu. Birşeyler yapıp para kazanmalıydım. Günlük Alman gazetelerini kurcalarken gözüme bir ilan ilişti.Samenspende, 300 bis 3000,- DM? Yani sperm bağışı yapmak isteyenler ortalama 3000 marka kadar kazanabiliyordu!Tereddüt etmeden telefon açtım. Paraya ihtiyacım vardı, neden olmasındı? Telefondaki bayan bana ertesi güne randevu verdi. Gittim. Hastaneye hiç benzemeyen 3 katlı oldukça lüks bir binaydı. Beni sarışın genç bir kadın karşıladı. Bekleme salonunda bir süre bekledikten sonra bana verilen formları doldurdum. Sonra laboratuvara geçtik. Spermlerini bağışlayacak olan nsanların kendilerini rahat hissetmesi için daha çok bara benzetilmişti. Bürokratik işlemlerden sonra sıra bana geldiğinde özel bölüme geçtim. Genç bir kız yanıma gelerek bana adının Petra olduğunu yardımcı olmak için görevlendirildiğini söyledi.Bölümde yalnızdık. Kızcağız elinde özel bir kutu tutuyordu. Pantolonumu aşağı sıyırdım. Haydar inikti. Almanya?da büyüdüğüm için perfekt Almanca biliyordum. Yüksek Almanca konuşarak kıza bu şekilde boşalamayacağımı bana yardımcı olması gerektiğini söyledim. ?aşırmadı, sürekli olarak bu şekilde teklifler aldığı belli oluyordu. Sanırım dudakları da herkesinkini ağzına almaktan yalama olmuştu. Dizlerinin üstüne çömelerek benimkiyle oynamaya başladı. Beyaz ve minik elleri profesyonelce çalışıyordu. Benimki yavaş yavaş kalkmaya başladı. Haydar?ın bütün haşmetiyle büyüdüğünü gören kız da heyecanlandı. Yanaklarının kırmızılaştığını görünce kızın tam da kıvama geldiğini anladım.Ellerimle başından tutarak aşağı doğru ittim. Anlamıştı. Yavaşça sikimin ucunu ağzına alarak diliyle yaladı. Sonra tamamını ağzına alarak sakso yapmaya başladı. Kocaman yarağımı köküne kadar ağzına alıyor, vantuz gibi çekiyordu. Ağzının içi ateş topu gibiydi. Ben de bu arada sarı saçlarıyla oynuyor arada bir yanaklarını okşuyordum. Kızın sarı yumak gibi duran başı ileri geri doğru gidip geldikçe ben de zevkten bayılıyordum.Petra?nın yarı açık duran elbisesinin üzerinden aşağı baktığımda ceviz büyüklüğünde olan göğüsleri dikkatimi çekti. Ellerimi bu sefer o harika yuvarlaklara doğru kaydırdım. Sütyen giymemişti. Seri bir hareketle içeri doğru daldırdım. Yumuşacıklardı. Petra, onun göğüslerinin uçlarını okşayınca artık dayanamayacağını söyleyerek onları yalamamı rica etti.Seri bir hareketle Petra?nın üzerindeki elbiseyi yukarı doğru sıyırarak çıkardım. Sonra da gögüslerine saldırdım. Ceviz büyüklüğündeydiler ve ağzımı dolduruyorlardı. Minik uçlarını emmeye başladım. Bu arada ellerimle kalçalarını ve götünü okşuyordum. Ellerimi kilotunun arasından sokarak parmağımın ucuyla bızırının üzerine baskı yapıyordum. Ellerime kaygan sular değince artık onun sikişe hazır hale geldiğini anladım. Petra?ya yavaşça ?sana amdan girebilir miyim?? dedim. Almanya?da böyleydi, izin almazsan tecavüz sayılırdı. Ömrümün geri kalan kısmını bir am uğruna hapiste geçirmeye niyetli değildim! Petra dünden razıydı. Tamam dedi ve pahalı bir mağazadan alındığı belli olan çiçekli kilotunu kendiliğinden çıkardı. Amı bütün güzelliğiyle bir şeftali gibi ortaya çıkmıştı. Sarı sarı kılları vardı.Ben de aşağı doğru eğilerek dudaklarımı sarı kılların arasına gömdüm. O sabah banyo yapmış olmalıydı ki mis gibi şampuan kokuyordu